26 Haziran 2012 Salı

biraz daha benden...

başına geçtiğimde klavyenin içimde sıkışmış ama iyi bir başlık bulamamış cümleler geliyor. şimdi hissettiğim aynen böyle bir durum. son zamanlarda beni fazlasıyla memnun edecek blog ziyaretlerimi cevapsız bırakmak istemiyorum. ziyaretler için çok teşekkürler. işin aslı kendimden ve yaşadıklarımdan çok gecenin bi yarısı o güzel yastığıma sarıldığımda aklıma gelen bir kaç sanatçı yahut eserlerleri hakkında afilli bir subjektif yorumlar yazmak gelsede bu zıkkım diyeceğim kusura bakmayın klavyenin başına geçtiğimde tıpkı tövbeye oturmuş insanı rahatsız eden şeytan misali "şimdi değil daha sonra yazarsın. daha geniş bir zamanda" hilesiyle erteleniyor.
hayatımda enteresan şeyler oluyormu bilmiyorum. aslında hayatın kendisinin enterasan olduğunu düşünüyorum. o nedenle ona daha fazla anlamlar yüklemekte istemiyorum.
normal şartlarda yoğun bir eğitim öğretim yılı sonunda tüm olumlu ama olumsuzlarında varlığı nedeniyle format atma gereğinden bolbol tembellik yapıyorum. 
unutmak istiyorum mesela tüm yıl tembel tembel oturan öğrencilerimi, sene sonu geldiğinde "ya ne yapsamda şunu geçirsem" kaygılarımı...sevdiğim ve beni hayalkırıklığına uğratan öğrencilerimi (ki bunları cidden unutmak istiyorum çünkü beni gerçekten çok kırıyor.) onları affetmiş olmanın bende yaratmasını umduğum sukunetle yıl içinde yapılan bol resimlere, amacına ulaşamayan projelere, beni heyecanlandıran yetenekli ve meraklı bir kaç öğrecime, gelecek sene için " hocammm ne olur gelecek senede kurs açın "diyen bir kaç sevimli öğrencilerime... (ya bu cümle nasıl bitecekti anlayamadım... neyse)
unutmak lazım ama gelecek sene için de yeni planlar yapmalıyım. bu sene kendim için bir şeyler yapmak istiyorum. her ne kadar geçtiğimiz senede aynı şeyi söylesemde hep yapmak isteyipte bitiremediğim 50 yağlıboya tablodan bir türlü benim tabloma sıra gelmeyen venüs resmime gelecek sene devam etmeli ve bitirmeliyim... 
bu yeni haber : ales hazırlıkları içine girmeyi düşünüyorum. dediğim gibi sadece düşünüyorum. bana ilham veren sevgili gougen e (40 yaşında bankacılığı bırakıp ressam olmasından dolayı) teşekkür ediyorum. ee olabilir dimi bir 40 daha yaşayacağımı varsayarsak ki yaşayamazsam da çok mühim değil, yeni bir başlangıç için iyi bir yaş dönümü diye düşünüyorum. 40 ıma az kaldı. korkmuyorum. blakis kendimi çok iyi hissediyorum. neyse bu yaş meselesini doğum günümde konuşuruz. görüşmek üzere sevgilerimle....
a.okul

 

Hiç yorum yok: