25 Şubat 2013 Pazartesi

NE SÖYLEYEMEDİN?



Bir insan ömrü kaç insan tanıyarak geçiyor. Kimleri sokuveriyoruz şu beynimize. Sanki emniyet arşivi gibi kafamız. Gerekli gereksiz herkes orda bakkalından sokaktaki dilencisine, komşuma, akrabama, aileme kadar. İyi kötü birbirine karışmış, sanırım biraz beyin bulanmış, motor kaynatıyor, suretler bir şey ifade etmiyor. Söylenenler gibi. Kurulan cümlelerin hiçbir anlamı yok. Gereksiz nezaket cümleleri. Kalıplaşmış Türkçe deyimler gibi sözlüklerden fırlama. Duygusuz yorumsuz bir sürü dialog.
Tepkilerde öyle.. Hepsi yapay hepsi çalıntı. Sonradan görme iğreti duruşlar. Olmak istediklerini olmaya çalışan gösteri çocukları gibi süslenmiş insanlar.
Hâlbuki söylenenlerden çok düşündükleri, baktıklarından çok gizledikleri mühim. Ve yakalayıverirsin o kaçamak bakışları. İşte anlık gece yarısı moduna geçmiş bir anlık boş bulunuşluktur. Yakalayıverirsin.
Aslında insanlar söyledikleriyle değil söyleyemedikleriyle, yaptıkları değil yapamadıklarıyla tanımlanırlar.

15 Şubat 2013 Cuma

MUTLUYUM-MUTLUSUN-MUTLU!!!!



Mutsuzluk kader değildir. İnsanların mutsuz olmalarının nedeni hayatlarında her şeyin kötü, yaşananların hep trajik olmasından kaynaklanmıyor. Tıpkı mutlu insanların hayatlarının kusursuz, hayatlarında her şeyin yolunda olmadığı gibi.

Mutsuz olmak bir yaşam biçimi, dünyayı ve hayatı yorumlama anlamlandırma biçimidir. Bir tercihtir. Aslında sadece mutsuzlukta değil birçok şey gibi mutsuzlukta seçimdir. Ve bu seçim yaşamımızın şeklini belirler.

Hayatta her türlü durumun varlığını kabul etmiş, kendini başkalarından üstün görmeyen, "benim başıma da gelebilir bu çok doğal..." diyebilen insanların mutlu yaşama olasılığı daha yüksek. İnsanlar taşkın egoları yüzünden mutsuz olur.

Bu bir suç değil elbette. Yani size; mutsuzsanız bu sizin bencilliğinizden kaynaklanıyor derken öyle aman aman da yargılamıyorum sizi. Bilin, fark edin istiyorum. Bunu ben yapıyorsam da bu böyle. Yani mutsuzluğun nedenleri her ne kadar 3. Durumlar yahut kişiler gibi görünse de, o bizim egomuzdan hak etmediğimizi düşündüğümüzden ki işte burası enteresan "niye hak etmeyesin ki senin ne özelliğin var?" Dimi böyle derler adama. Evet, işte biz bir özelliğimiz olduğunu, insan kitlesi içinde farklı olduğumuzu düşündüğümüzden mutlu olur, bunun aksini farkettirdiklerinde de mutsuz oluruz.

Ben çoğu zaman mutlu olduğumu söylerim. Sanki hayatımda her şey kusursuzmuş gibi. Çevremdeki çoğu insanda gerçekten her şeyin kusursuz olduğunu sanır. Halbuki ben durumları hızla kabullenmeye çalışırım. Ne kadar çabuk duruma adapte olursan o kadar mutlu olursun. Sürekli yargılarsan mutsuz olursun. Haa şimdi duyar gibiyim “ ama canım elbette yargılayacağız…” tabi ki yargılayabilirsiniz bu sizin en doğal hakkınız. Ama ben yine de garanti veriyorum ki mutsuz olursunuz. İnsanlardan şikayet ederek, onlara hatalarını ısrarla hatırlatarak yaşamını düzeltemezsin. İnsanları olduğu gibi kabul etmeyi bilmelisin. Velev ki sana uygun değil hemen hayatından uzaklaştırmalısın. Bunun başka bir yolu yok çünkü.

Ben çok mutluyum çünkü her şeye ve herkese rağmen her şeyi seviyorum. Çünkü her şeyden evvel mutluluk Ayşe’ye çok yakışıyor, mutlu Ayşe’yi çook seviyorum: ))))