17 Aralık 2013 Salı

can kırıkları...

üzgün kırgın insanları görmeye dayanamıyorum. gözleri buluttan nemli sesleri radyo yayını gibi titrek. keşke bir sihirli deyneğim olsa. dokunuversem insanlara o asık suratları, başlarına yıkılan dünyalarını ordan alıversem, kahkahalarım kimin hüznünden güçlü ki bilmiyorum. yüreğim dayanmıyor bu hallerine, sevmek sevmek sevmek istiyorum bütün hücrelerimle. doya doya bıkana bıktırana kadar. yorana yorgun düşürene, bitene kadar. ama olmasa o kırgın surat. o yarım yapalak cümleler dillerinin dişlerinin arasından korka korka çıkan dilenci misali sevgi cümleleri.
sevmekte zor be dostum sevmekte sevilmekte. hele hele böylesine can kırıklarının arasında rahat rahat yürümekte:((


9 Aralık 2013 Pazartesi

kanser misali...



Bu aralar mutluyken yazamıyorum
Yani ne bilim oh oh ne iyi deyip kuramıyorum cümleleri
Hani somut bir acımda yok ama
İçimden bir şelale akıyor sanki
Yüreğim yanıyor.
Kayıplarımı dolasam koluma vay yavrum vay
Ne kayıplarım var benim
Üstüne basıp geçiyim desem
Mübarek Everest dağı olacak nerdeyse.
Bu kayıplardan olsa olsa ırmaklara baraj,
Aç doğmuş insanoğluna yemek olur
Yav pek çok be kardeş
Haaa kazançlarımda yok değil hani
Her gün her an kazanıyorum paso
Yeni yeni insanlar tanıyorum
Renkleriyle renkleniyorum
Ama hani demiştim ya
Sırtımın tam ortasında dokununca farkettim…
Kabuk bağlamış yıllar öncesinden
Kanser misali iyileşmemiş bir türlü
Geçmiyor be kardeş
Geçmiyor işte
Geçen zaman
Alıştırıyor sadece
…kötüye alışılır mı deme
Sakın deme…
Sakın…

28 Kasım 2013 Perşembe

KAFAM ÇOK KARIŞIK...



Nasıl kızgın olabiliri ki… Yani sistemin böyle olması gerektiğine inanırken her şeyin olması gerektiği için olduğu kanısına iyice kaptırırsan nasıl yargılayabilirsin ki olanları. O halde insan kendi hayatında etkisiz eleman mıdır? Olması gerektiği için olanlar niçin olmuştur ki hem. Durduk yere mi. Yoksa biri o olması gerekeni olur kılmak için bir şeyler mi oldurmuştur. Biri bir şey oldurmuştur, sonra bir şey olmuştur, sonra biride tüm bunların olması gerektiği için olduğu savına inanmamızı bekler. Peki ya o olduran hiç oldurmasaydı ne olurdu.


14 Eylül 2013 Cumartesi

üzül (E) medim ...



sevdiklerim beni öyle derinden kırdılar ki ...
ben yokluklarına bile üzülemedim...

9 Eylül 2013 Pazartesi

güzel bir tatill...



Harika bir tatildi diyerek başlamak istiyorum. Evet tek kelimeyle harikaydı. Bilemiyorum ama çok mutlu olduğum çok heyecanlandığım ve eh birazda buruk olduğum anlar oldu. Ama canımız sağ olsun dimi hayat her zaman cömert olmuyor.
Okullar kapandı ve arkasından ramazana girdik. 2 yıldır ramazanların tatile gelmesi güzel oluyor. Ben çok memnunum. Çünkü böyle bir panik havasında iftar hazırlamıyorum. Öyle öğlene kadar uyuyup uykuya oruç tutturanlardan da değilim. İlk günler küçük kızım(8yaşında) da oruç tuttuğu için onların seveceği menüler hazırladık. Yani tamamen fast food du. Bir gün pizza bir gün kumpir sonra hamur işleri mantılar hingeller. Midemiz tam bir ziyafetteydi. Ziyafet derken öyle soframızda çok çeşit yoktu ama sevdiğimiz şeyler vardı.
Bu yıl birçok yenilik yaptık hayatımızda. Eşimle beraber. Bunlardan bir tanesi de iftar sofralarımızın daha mütevazı olmasıydı. Bu önemli bir ayrıntı bizim için.
Ramazanın 2. Haftasına girerken face arkadaşım eski öğrencim kadir’in güzel bir tatlı fotoğrafına yaptığım yorumla hayatımın akışı değişti. Kadir beni dukan diyetiyle tanıştırdı. Bu tür şeylere tüm pencerelerini kapatmış olan ben sanırım doğru zamandaydım ki hemencecik kabul ettim. Araştırdım öğrendim ve Kadir’inde telkinleriyle 5 kilo verdim. Sigarayı bıraktığımdan beri beni bırakmayan kilolarımdan kurtuldum. İhtiyacı olanlara da şiddetle tavsiye ederim.
paşa apart-bilgen blok-susanoğlu
Her neyse ardından ramazan benim yaz temizliğimle devam etti. Bayramın 1. Günü buralardan kaçmak için susanoğlu’na gittik. Eşim geçen yıl bel fıtığından ameliyat olduğu için geçen yıl olduğu gibi bu yılda arabayı (% 80) ben kullandım. Evet, gerçekten çok yorucu bir işmiş uzun yola gitmek. Evvelden şikayetlendiğim “ne var oturduğun yerde gidiyorsun” lafını bir daha kimseye etmeyeceğim. Sabah erken saatlerde yola çıktık. Saat 11 de kalacağımız aparttaydık. Çocuklar durmuyor tabi yerlerinde “hadi denize gidelim..” diyip duruyorlar. Yerleştik yemeğimizi yedik saat 3 e kadar zor tuttum çocukları ve mayolarımızı giyip denize gittik. Öyle özlemişim ki anlatamam. Harikaydı. Sıcağın içinde serin bir su. Mis gibi. Pırıl pırıl. Kaldığım yeri herkese tavsiye ederim.
Birçoğu yemek yapma stresinden bahseder evet benim bu konuda hiçbir şikâyetim yok. Bir araç buzdolabımız var. Gittiğim yerde et yiyemiyorum. Ne bilim güvenemiyorum işte. O nedenle gitmeden köftemi kıymamı pirzolamı dondurucuya koyup götürüyorum. Öğle yemekle eşime akşam yemekleri bana aitti.. Eşim çok beceriklidir mutfakta. Eee o yardım edince böyle bir tatil yapmakta hiç zor olmuyor. 
Buralardan uzakta olmak kimseyi düşünmemek sakin bir suyu gibi kalmak çok güzell. Yani gariptir istesem de bir şey düşünemiyorum denizi seyrederken. Öylesine dalıyorum işte. Bol bol yüzdüm. Çocuklarımla bol bol vakit geçirdim. Akşam gezintileri balkon sefaları…çok güzeldi işteJ
Dönüşte Kapadokya’ ya gitmeye karar verdik. Yeni direksiyona ben geçtim. Aklımdaki Kapadokya ‘ ya kadar ben götüreyim sonra eşime vereyim diye düşündüm. Gittiğimiz istikamette Kapadokya’ya dik bir yokuştan girdik. Böyle bir yol görmedim. Olabildiğinde dik virajlı ve dardı ağlayacaktım nerdeyse. Eşimin “devam et kullanırsın korkacak bir şey yok “telkinleriyle gittim ama bu kadar korktuğumu hatırlamıyorum.
:)))sanat eserim:)))
Gezimiz çok güzeldi. Sabah 11 civarı ordaydık. Öğleden sonra 3 e kadar orda kaldık. Güzel bir doğa ve insanı hayran bırakan bir insan azmi. Evet, o küçük küçük kiliselerin yapım şeklini gördükçe şaşkın olmamak elde değil. Her insanın hayatında bir kez olsun görmesi gereken bir yer. Dönüş yolunda şibik çömlek atölyesine uğradık.  Çocukluğumdan beri hayran hayran seyrettiğim o tezgahın başına geçtim. Çook keyifliydi. Böyle bir deneyim yaşadığım için bile oraya gitmiş olmaktan çok mutlu kaldımJ

Sonra Sivas’a geldik. Bunu söylemek kolay değil ama itiraf etmeliyim artık Sivas’ta olmaktan memnun değilim. Yani ayaklarım geri geri gidiyordu gelirken. Nasıl yapıcaz bilmiyorum ama bu şehirden gitmek için güzel bir neden arıyorum. (bilerek güzel kelimesini kullandım. Allah sevimsiz ayrılıklar vermesin:)
Her neyse işte. Öyle böyle güzel bir yaz tatili daha sona erdi. Yeni bir eğitim öğretim yılı beni bekliyor. Garip ama heyecanlıyım. Planlarım ve projelerim var. Yapmak istediğim çok şey var. Eğer gerçekleşirse sizlerle de paylaşacağım.
Çok pozitifim çok mutluyum. Güzel paylaşımlarla buradayım.