Salvador Dali |
Salvador Dali… İnsanların onun resminin karşısına geçip uzun
uzun bakıp içinde bir sırrı keşfetmek arzusuyla baktıkları gerçek üstü resimleri…
Gerçekten onlara bakıp geçemezsiniz. Sanki önünüzde çok önemli bir gizem
varmışta sizin çözmenizi beklermiş gibi bir cüretle durur karşınızda. Herkes
bir şey görür mutlak ama anlatılan gerçek midir gerçeğimi görmüştür yahut
gerçek nedir işin asıl kimse bilmez bilemez. Resimlerin analizlerinden
bahsetmek istemiyorum. Bizzat sanatçının kendisinden bahsetmek istiyorum.
Salvador Dali- jeopolitik çocuk adamın doğumunu izliyor |
Sıra
dışı işler yapan insanların nasıl bir hâletiruhiyede olduğunu hep merak
etmişimdir. Özellikle Dali’ den bahsederken kim olduğunu anlatmam çok zor
olmaz. Hani şu gözlerini çılgınca açmış komik bıyıklı adam dediğimde hemen
anlaşılır. Mesela Picasso için yamuk yumuk kadınlar çizen adam. Frida Kahlo
için bıyıklı kadın gibi belirgin ve garip durumları vardır. Eserleri de en az
kendileri gibi sıra dışıdır. Sanatı bir kenara koyalım kısa bir netten
araştırınca aslında bilim adamlarının da sıra dışı oldukları ortadadır.
Böylesine enteresan işler yapan nasıl bir beyin olabilir diyor insan kendi
kendine…
frida Kahlo-otoportre |
Bu gün kısaca Dali ’den bahsetmek istiyorum. Salvador Dali.
Çook uzun yıllar önce yaşamış biri değil 1904- 1989 yılları arasında yaşamış
gerçek adı tıpkı diğer sanatçılar gibi oldukça uzun olan Salvador Domingo
Felipe Jacinto Dalí y Domènech, kısaca Salvador Dali. Daha kısası Dali.
Van Gogh- otoportre (kulağını kesmesiyle ünlüdür) |
Her bir sanatçının biraz Türk filmlerini anımsatan hikâyeleri
var. İşin aslı ülkeler topraklar kültürler değişse de değişmeyen duygular
olduğu sürece dünyanın bir ucunda da olsa ortak şeyler yaşanabiliyor. Van Gogh’u
intihara sürükleyen yalnızlığı ve kimine göre de yanlış kadınlara âşık olması. Hamile
bir kadına âşık olmuş, ailesinin karşı çıkması sonucu ayrılmak zorunda kalmış. Hayatı
boyunca hep yalnız yaşamış.
Leonardo da Vinci ise evlilik dışı bir çocuktur. Babası zengin
bir adammış ama annesi asil olmadığı için evlenmemiş ve Leonardo’yu nüfusuna
almamış. Vinci soy ismi doğduğu kasabanın ismidir. Davranışın bize yabancı
olmadığı aşikârdır. Yani bizdeki ‘ayrı dünyaların insanıyız’ muhabbeti.
Her neyse Dali’nin de tıpkı bu duruma benzer bir hikâyesi
var. Hani bizde de olur bir çocuk doğar birkaç yaşındayken öldüğünde nüfustan
düşürülmez arkasından doğan çocuk aynı cinsiyetse ölen kardeşin kimliğini
kullanır. Dali’ de 6 yaşındayken menenjitten ölen erkek kardeşinden 3 sene
sonra dünyaya gelmişti. 1973 de şöyle yazacaktı: 'Doğar doğmaz tapınılan bir
ölünün ayak izlerinden yürümeye başladım. Beni severken hala onu seviyorlardı
aslında. Belki de benden çok onu. Babamın sevgisinin bu sınırları, yaşamımın
ilk günlerinden itibaren çok büyük bir yara oldu.' Çok sıradan gibi görünse de durum aslında tam
bir trajedi. Yorumdaki cümleler Salvador Dali’ ye ait. Tapınılan bir ölünün
ayak izlerinden yürümek. Korkunç bir psikoloji olsa gerek. Hayatınız boyunca hiçbir
zaman gerçekten sevilmediğinizi
düşündürür insana. Her tavır ve tepkiye ‘acaba’
diyerek yaklaşır insan. Böyle bir psikolojiyle Dali abartılı davranışları teatral
hareketleriyle hep ilgi çekmeye çalışmış. Aslında bir nevi çığlık gibi. "Ben
buradayım burada bir yerlerde. Ölen Salvador’un gölgesinde” der gibi.
Tüm bunlardan sonra kalkıp “sanatçılar niçin böyle bir tuhaf
oluyor” demezler mi?.
Aslında düşünüyorum da kişi sanatçı mı doğuyor yoksa onu
sanatçı yapan çevresi mi?.
Dali kadar olmasa da bunu bazen bende hissediyorum. Kendime sanatçı
demek terbiyesizlik olur ama sanatçı ruhu taşıdığımı hissediyorum çoğu zaman. Kendimden
yola çıkarak anlatacak olursam duygu denen ivmenin son noktasında geziniyoruz
sanırım. Orta diye bir şey yoktur. Acıysa en derinden aşksa en tepeden, hiçbir duygunun
ortası yok. ( Picasso’nun her çocuk sanatçıdır aslında sözünden yola çıkarak) Mevcut
olan sanatçı potansiyelinin üstüne çocukluktaki trajediler eklenince bu
duygular şekilleniyor, büyüyor, gelişiyor, geliştikçe jack ve fasulye sırığı hikâyesi
gibi abardıkça abarıyor kabarıyor sonra ortaya Dali çıkıyor Picasso çıkıyor Kahlo
çıkıyor.
Sözün özü çocuklarda mevcut yaratıcılıkların üstüne biraz
sıyrık aile, dengesiz bir çevre, biraz ölümler, biraz trajediler yahut
bunlardan herhangi biri eklendi mi ortaya bir sanatçı çıkıveriyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder