Leonardo Da Vinci- Son Akşam Yemeği |
Leonardo da Vinci'nin Son Akşam Yemeği adlı tablosu garip
bir şekilde çok sayıda hikayelerle ve farklı anlamlar yüklenerek hep
popülerliğini korumuştur. Eserin güzelliğinin ölçüsü yaratıcısının dehasıyla
boy ölçüşebilir. Sanata uzak çoğu insan " bu resimde enteresan olan nedir
" soruları sorabilir. Eseri sanat eseri yapan şey zamansızlığıdır yani bir
döneme hitap etmez sadece. Ve aynı zamanda yapıldığı dönemin özellikleri siyasi
ve dini unsurların algılanışı çok önemli.
"tutku" filminden |
Hristiyanlık
dinine uzak olmamız çok normal. Ama bu sahneyi çoğumuz biliriz. Bilmeyenler
için ben kısaca anlatayım. Hz İsa kendisine peygamberlik vahiy olduğunda bunu
çevresindekilere söyledi. Her peygamber gibi hemen ona inanıp çabuk
kabullenmediler. Hatta onun kendini kral olarak ilan ettiğini söyleyerek
suçladılar. Ki İsa'nın bazı resimlerinde bulunan başındaki dikenli tacı da
yakalandıktan sonra onunla alay etmek için başına geçirdikleri taçla anlatır.
"Halkı isyana
teşvik etmek" suçuyla, Yahudi din adamlarının teşviki ve Roma
İmparatorluğu'nun Yahudiye eyaletinin valisi Pontius Pilatus'un emri ile her
yerde arandı. Hz İsa 12 havarisiyle birlikte tüm bu baskı ve aramalardan
saklanmış ve Hristiyanlığı bu şekilde yaymaya çalışmışlardır. Hz İsa'nın son
gecesi aziz markusun inciline göre bu akşam yemeği yukarı katta döşenmiş ve
hazırlanmış büyük bir masada yenmiştir. Ve sofrada oturup yerlerken Hz İsa dedi ki " doğrusu size derim
benimle birlikte yemekte olan sizlerden biri beni ele verecektir" Onlarda
kederlenmeye ve birer birer ona "ben miyim" diye sormaya başladı.
İsa'da onlara şöyle cevap verdi: “benimle aynı yemeği bölüşen 12 lerden
biri". Yemek yerlerken İsa ekmeği aldı, şükran duası edip böldü ve onlara
verirken şöyle dedi " alın yiyin bu benim bedenimdir"
Sanat tarihi
okursanız bir şey fark edersiniz sanatı öğrenirken din tarihini de
öğrenirsiniz. Ben bunlarla ilgili araştırma yaparken farkında olmadan çok şey
öğrendim. Ama şunu da belirtmeliyim. Müslüman biri olarak Hz İsa nın peygamber
olduğuna inanmak imanımızın şartlarından biridir. O gecenin devamına gelince Hz
İsa valinin askerleri tarafından yakalanır ve o gece çarmıha gerilir.
Her neyse olay
anlaşıldı sanırım. gel gelim defalarca resmedilmiş olan son akşam yemeği
konusunun Leonardo da Vinci'nin kompozisyonuyla nasıl bu kadar etkileyici
olduğunu. Kısaca söylemek gerekirse Da Vinci'nin Şifresi'nde anlatılan bir
öykünün olduğuna inanmıyorum. Resmi olağanüstü yapan şey yukarıda bahsettiğim
olayın tüm sürecini başlangıcından bitişine kadar tek bir karede bir film gibi
yansıtması. Yani resim tek bir anı resmetmiyor.
(soldan sağa) yahuda-peter- john |
Yahuda ya gelince resimde soldan dördüncü sırada oturan
yüzünün yarısı görünen figür. Leonardo ilk eskizlerinde yahuda yı masanın
karşısında tek başına çalışmışken son halinde tekrar diğerleriyle aynı sıraya
yer vermiş. Yahuda'yı, İsa'yı çok seven havarilerinden peter (petrus) ve isanın
çok sevdiği john (yohanna) la aynı gruba yerleştirmekle ihaneti sevginin ve
yakınlığın bir başka boyutu olduğunu gösteriyor. Bu bağlamda Yahudanın
resimdeki konumu ve olaydaki yorumuyla ilişkili olarak çok hikayeler gezer.
Yahuda'ya yüklenen farklı hikayeler içinde benim en çok beğendiğim Leo Perutz
un Da Vinci'nin Yahuda'sı isimli kitabında bahsedilen hikaye. bunu sizlerle
paylaşmak istedim.
Leonardo da
Vinci, Santa Maria delle Grazie Manastırının yemekhanesinin duvarına ünlü,
"Son Akşam Yemeği" resmini yapmaktadır. Fakat bu resim bir türlü
bitmemektedir. Çünkü Lenardo, resimde İsa'ya ihanet eden on iki havarisinden
Yahuda İskaryot'a bir yüz aramaktadır. O'na göre Yahuda'ya yüzünü verecek olan
"Milano'daki en kötü insan" olmalıdır. Bu en kötü adamı bulmak o
kadar kolay olmaz. Resmi yaptıran Dük, bir an önce eserin tamamlanmasını ister.
Leonardo gecikmenin nedeninin Dük'e şöyle anlatır: "Ben Milano'daki en
kötü adamı bulmak istiyorum. Yahuda'ya yüz hatlarını vermek için peşindeyim
onun. Gece gündüz onu arıyorum."
Yuhanna'nın
inciline göre Yahuda İskaryot, İsa peygamberin on iki havarisinden biridir, isa
peygamberi, Yahudi rahiplerin emrindeki Romalı askerlere ihbar etmiş ve bunun
karşılığında otuz Roma dinarı almıştır. İsa peygamber çarmıha gerildikten sonra
ise, ihanet etmenin ağırlığına dayanamamış ve intihar etmiştir.
Üstat Leonardo'nun eserinde, masa başında oturanlardan biri
Yahuda'dır ve yüzü belli değildir. Uzun aramalardan sonunda aradığı Yahuda'ya
yüzünü verecek kötü adamı bulur Leonardo. Bu kişi ne bir kumarbaz, ne üçkağıtçı
ne de katildir. Joachim Behaim adlı yakışıklı bir Alman tacirdir. Behaim, Yahuda'ya yüzünü verdiğini de eserin
bitiminden iki yıl sonra öğrenir. Üstat Leonardo'nun dünyanın en kötü adamı
olarak seçtiği bu yakışıklı tacirin, en büyük günahı romanda şu diyalogla
aktarılır okuyucuya: "Sen sırrı ve Yahuda'nın günahını biliyor musun? Onun
İsa'ya neden ihanet ettiğini biliyor musun" diye sordu Üstat Leonardo.
"İsa'ya onu sevdiğini anladığı için ihanet etti"
diye cevap verdi delikanlı. "Onu çok sevmek zorunda kalacağını önceden
gördü ve kibri buna izin vermedi." "Evet Yahuda'nın günahı, kendisine
ihanet edecek kadar kibirli olmasıydı" dedi Üstat Leonardo.
Kötü her zaman çirkinin
yüzünde değildir. Kötü bazen en güzel haliylede gelir. Ve bazende güzel (veya iyi diyelim) kibirinin tuzağına düşer egosu izin vermez güzele gerçek
değeri vermeye. Hangi hikaye ne kadar doğrudur bilemem ama bu kibiri hepimiz bir
yerlerden tanıyoruz sanırım ne dersiniz...
a. okul
1 yorum:
Eline sağlık çok güzel bi yazı olmuş ♥️
Yorum Gönder