“Yazar mısın? Yaşar mısın demiş?...” Karanlık iskelede
elindeki sigaranın parmak uçlarını yaktığını fark etmeyen sararmış bıyıklı
yaşlı adam, elinde kalemi kâğıdıyla karanlığı izleyen genç kadına.
Sessizliği bozmuş bir kere adam. Kadın ayın ışığında parlayan
gözleriyle, karanlık ve kir dolu yüzüne bakmış adamın. Sonra başını suyun
sakinliğine çevirmiş tekrar.
“Söyle…” demiş alkol kokan yüzünü kadına iyice yaklaştırarak
Kadın dönmüş yüzünü tekrar adama. Ayağında eski bir terlik,
rengi anlaşılmayan yırtık elbiselerini süzmüş adamın. Parmakları arasında
sıkıca tuttuğu şişesi ışıldamış gecede.
“bilmem…” demiş kadın umursamaz ve tonunda duygudan eser kalmamışçasına.
Şaşırmış sarhoş yaşlı. “bilmediğin nedir senin?”
“yazar mıyım? Yaşar mıyım?” demiş kadın oturduğu banktan
kalkarak. Ellerinde sayfalar dolusu yazılarla.
Gülmüş adam geceyi boğan sesiyle. Uzak yolları aşıp gelir
gibi nefesi hırıltılı ve kalın.
“ne anlamı var ki demiş cevabımın. Sen yoldaş mı arıyorsun
kendine.”
Durmuş yaşlı adam bir süre. Yırtık terlikleri çakılmış
iskelede olduğu yerde.
Bu nasıl bir yanıt demiş kendi kendine. Sarhoş da olsa
geceden aydınlıkmış belleği. Her şey gün gibi besbelli.
“yoldaş istemem” demiş adam başını sallayarak. “İstemem sen kimsin.
Bilince tutuşur yüreğim dostumsun diye”
Bu sefer genç kadın gülmüş dudağını bükerek ve alaycı.
“korktun mu?” demiş gözlerini açarak adama. “Korktun mu? bu küçük dünyana beni almaya”
“korktum” demiş adam. birkaç adım geri atmış “İstemem dünyama kimseyi. İsimlerdir yıllardır
dolduran beni. Ben bilmek istedim sadece…” demiş sorusunu tekrar sormuş
umursamayan kadına.
“Sen yazar mısın yaşar mısın?”
Gözlerini karanlık denize dikerken “bende unuttum gerçek ne.
Ya yazarken yaşamayı unuttum. Ya da yaşarken yazmayı”
a.okul
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder