Yaşarken farkında mıyız gerçeklerin. Yani bize anlatılanla
var olanın aynı olup olmadığını yani sağlamasını yaptınız mı gerçeğin. Sorguluyor
muyuz gerçeği (ki işin aslı gerçeğin ne olduğu da tartışılır. Ben bu sanal
dünyadaki gerçeklikten bahsediyorum. Bir dakika yeteri kadar açıklayamadım. Yani
platonun dediği sahte dünyadan bu dünyadan bahsediyorum). Biri bize yalan
söylüyor, inanıyoruz. Sonra biri çıkıp bunun gerçek olmadığını söyleyip,
gerçeği söylediğini iddia ediyor. Buna da inanıyoruz ki diğerinin yalan olması
sonra söylediğinin doğru olduğu anlamına da gelmiyor tabi ki. Konu çok
çetrefilli ama ben tek bir yoldan gideceğim. kadınlarrr
“Ayakları üzerinde durmalı kadın” cümlesiyle büyüdüm. Kadın
ayakları üzerinde durmalı. Sanki kadın hep korkak ve çekingendi de artık ayağa
kalkmalıydı. Peki, tersten gidelim. Ayağa kalkmayan kadın ne yapıyordur. Oturuyordur.
Oturan oturduğu yerde bir şey yapar mı? Hayır. Yani kadın hiçbir şey yapmıyordu
ayağa kalkmalı ayakları üzerinde durmalıydı. Allah aşkına bu tespiti kim yaptı
merak ediyorum. Yıllarca kadın hakları diyen erkeklerin kadınları daha ne kadar
kullanabiliriz düşüncesinin sonucu olduğunu düşünüyorum. Tüm gün evde çekip
çeviren bir aile mekanizmasının doğru işlemesi için hem patron hem hizmetçi
olan kadının evde tembellik yaptığını düşünen (bence tembel bir erkek) bir
erkekten çıktı bu fikir.
Sonra kadınlar iş yapmaya başladı avlanmaktan yorulan erkek
sanayileşmeyle işin 3’te 2’sini kadına yaptırmaya başladı. Bu arada kadın hala
doğuruyor hala çocuk bakıyor hala anne hala eş hala anne. 3’te 2’lik parayı alması gerekirken 10 da 1 ini alıyor. Yani paranın 10 da 9 unu, iş gücünün 3 de
1 ini yapan erkek alıyor. Oda yetmezmiş gibi tüm mal varlığının 3 de 2 si
kadının olması beklenirken sadece % de 1 i kadının. Erkekler servetlerine
servet katmak için kadınları çalıştırıp etinden sütünden derisinden faydalanma
peşinde.
Ben bunda iyi bir niyet hissetmiyorum. Yani kadın siyasetin
içinde olmalı kadın yönetimde üretimde olmalı derken hakkını vermeyi kimse
düşünmüyor.
Bu gün kadın hakları diye yola çıkan hiç bir cümleyi samimi
bulmuyorum.
Yaşamda özne diye bir şey olmaz ne kadındır ne erkek. Ailedir
özne. Aileye kurum denmesinden de hoşlanmıyorum. Sanki zaruri bir
birliktelikmiş gibi. Gönüllülük esastır. Şimdi kimseye anlatamam kadın kimdir
erkek kimdir. Belki bir başka zaman ama şimdi bu yazıda değil.
Kadın kadındır saçıyla endamıyla gücüyle hisleriyle
zarafetiyle inceliğiyle duyarlılığıyla dokunuşuyla...
Erkekte erkektir... Kudretiyle, gücüyle, duruşuyla,
güvenilirliğiyle, sahip olduklarına karşı aldığı sorumluluğuyla...
Yaşam bir savaştır evet ama bu olsa olsa insanın kendisiyle
olmalı. Kahpece esen rüzgârlar olmadığı sürece kadınların bahsi edilen ayakları
üzerinde durmalarına gerek yoktur. Onları ayakları üzerinde durmalarına
zorlayan ortamları ortadan kaldırmak lazım. (kimin eline silah verirsin? Tehdit
altında olana verirsin. Kendisini koruması için. Ben tehdit istemiyorum)
a.okul
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder