Aslında her gün o kadar çok söyleyecek şey buluyorum ki. Dahası
aramıyorum elbette içimde pastırma kıvamında ezildiğini kuruduğunu kaldığını
hissediyorum. ama ne bileyim işte...hiç bir düşüncem cümlelere tam anlamıyla
yansımıyor...yansıyamıyor...anlatabildiğim anlarım aslında sıradan anlarım anlatamadıklarımı
bir gün anlatabilsem zaten işte o zaman istediğim şey olacak belki.
Yaşıyorum... Yazdıklarım buna kanıt. var olduğumu hissetmek
için yazıyorum bazen bunları. Ama bu aralar 12 yıl sonra bir günlük tutma isteği
nüksetti içimde. Kapağı altın sarısı üzerinde kahverengi lekeleri olan, kalın,
sarı yapraklı, çizgisiz bir defter arıyorum. Evet, nede olsa altın yaşımı
yaşıyorum altın yaldızlı olmalı defterimde:)))
Evet, arada bir bakıyorum bloguma sağ olsunlar izleyenim var
biliyorum. Kim olduğunuzu bilmesem de iyi ki varsınız deyiveriyorum. Sanki
sessiz bir evin kapısını tıklatan komşular gibisiniz. İşte bu yüzden yazıyorum
bunları. Siz arada bir uğrayıverin bana. Ama hep ben konuşmamayım sizde bir
şeyler deyiverin. Bunca ziyaretten nasıl olurda sözsüz ayrılırsınız. Yorumlarınız
sesime cevap olacak. Aklınıza ne geliyorsa yazın. Konuyla alakalı alakasız. Ben
okuduğunuzda ne düşündüğünüzü hissetmek istiyorum.
Yazımı sevgili yeğenim Eren’in bana söylediği güzel
temenniyle kapatayım “kendinize kaliteli davranın canlarım"...
2 yorum:
aslında hocam inanıyorumki sizin blogu takip eden bi çok insan var ama yoruma gelince biz eleştiri yapmasını ve yapılmasını istemeyen kabullenemeyen millet oldugumuz için sadece okuyup evet ya haklı, çok güzel, doğru söylüyor vs gibi yorumlarla sayfadan çıkıyoruz bende dahalim
sağol hüseyincim. burda olmana sevindim. ama olmuyor gerçekten böyle. hani bakıyorum başka bloglara çok sıradan konulara 40 kişi yorum yazmış. nasıl oluyor. anlamıyorum:(
Yorum Gönder