Bir insan ömrüne kaç dost kaç arkadaş sığar? Kimi çocukluk
kimi gençlik kimi işte bu yaşlarıma denk gelen yetişkinlik diyelim( bunu da ben
uydurdum sanırım) arkadaşlıkları. Gençken en çok kullandığımız sıfat dostluktu.
Hemencecik söyleyiverirdik. Çocukken kan kardeşlikleri vardı ki bunu cerrahi
bir müdehaleyle yapanlar vardı onlardan hiç bahsetmiyeyim ben çok korkardım. Yaş
büyüdükçe daha temkinli olmaya başlıyoruz dost kelimesini kullanmak için. Şimdi bu aralar favorim arkadaşJ Onca insan onca
arkadaş… insan yüreği bir durak gibi kimi geliyor bir süre konaklıyor sonra
çekip gidiyor. Kolay olmuyor elbette gelmeside gitmeside. Güvenmek zaman aldığı
gibi incindiğinde iyileşmende zaman alıyor. Söz konusu böyle bir bağ olunca
insan pek mantıklıda olamıyor.
Kocaman insan oldum. Kocaman derken yaş itibarıyla yani. Gerçekten
özlediğim arkadaşlarım var elbette. Hatta araya zaman girmiş bile olsa
yüreğimin bir tarafını ona ayırıp öylece beklettiklerim var. Hani derseniz ne
oldu şimdi. Bitti mi?
Evet çoğuyla bitti. Her biriyle ortalama 5 yıl sürmüş olsa
7-8 kişi ediyor. Ee dost değinde eş gibi öyle çok sık değiştirilmiyor. Ama bitiyor.
Başlarda bu beni çok üzüyordu. Ne oluyordu da ben çok sevdiğim insanlarla artık
bir şey paylaşamıyor tıpkı ayrı dünyaların insanı moduna geçiveriyorduk. Hatta bir
ikisinde şiddetli geçimsizlikle kavga dövüş ayrılıyorduk!
Büyüyoruz sanırım. Yani beni ilişkilerimi eni konu
düşündüğümde kendimi ilişkinin ortasına koyup baktığımda arkadaşımla tanıştığım
ve ayrıldığım zamanki “BEN” e baktığıda
arkadaşlığı başlatanla ayrılan aynı kişi değil. Değişmişim. Beklentim dünya
görüşüm değişmiş. Evvelden tad aldığım konular beni kesmez olmuş. Ben büyümüşüm
değişmişim ve oda boş durmamış oda değişmiş ve bakıyorsun ki bir gün o eski
enerjisi kalmamış ilişkinin. Hatta bir süre geçmişin hatrına sürerken
birliktelik. An gelmiş ben ilişkinin bitmesi ama doğal yollardan bitmesi için
allaha dua ederken bulmuşum kendimi. Arkadaşlık yük olmuş sırtına. Sen almış
başını gitmişsinde o bir yerlerde kalıvermiş yanında değil. Herşeyde olduğu
gibi dostuluğunda zamanı varmış tıpkı masa gibi… nasıl eskiyor nasıl zamanı
geçiyor oda eskiyor. Şimdi bunları yazdığım için kızacaksınız belki bana. Ama ben
yıllarca kendime bu soruyu o kadar çok sordum ki. Sevmek ayrı bir şey birşeyler
paylaşmak ayrı bir şey. Her gün yeni bir şey farkediyorsun ve bu farkındalık
senin bile tahmin etmediğin dünyalara götürüyor seni. Değişime kim karşı
koyabilir ki. Ben değişmem ben neysem oyum demek kadar ahmakça bir söz yoktur
bence. Bir insan kütüklüğünü böyle bir cümleyle nasıl onaylar:) değişirim gelişirim
büyürüm ayrılırım tekrar birleşirim renklenirim.. sürekli biteviye yenilenirim. Benim
bu değişimimin aynısını bir başkasından beklemem yanlış. Herkes nasıl benimle
aynı düşünüp , büyür bu mümkün mü.
Ve lütfen de kızmayın bana. Bu size nankörce gelmesin. İşin tek
iyi tarafı şu olabilir. Geleni gideni hürmetle anın. Ve bazen benim deyimimle “
gelen ağamdır giden paşam”dır deyin saklı bırakın...
Esen kalın…
a.
okul
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder