Bu gün hakkında bir şeyler yazmalıyım. Bugünü tanımla
deseniz hem çok güzel duygular yaşadım hem de çok sinir bozucu durumlar. Ama
güzel duyguların büyüsünü bozmamak adına önce sinir bozucu şeylerden kısaca
bahsedeyim:)
Kısa bir süre önce tayinim güzel sanatlar lisesine çıktı ki
plansız, çabuk ama iyi bir karardı. En azından şu anda öyle düşünüyorum. Ama
sürece gelince…bu gün okulumdan ilişik kesip yeni okulumda göreve başlamam
gerekiyordu. İşte sıkıntılı kısım tam burasıydı.
Bu tür yorumlar pek yapmam aslında . Her ne kadar kendimle
alakalı şeyler yazsam da çerçevesi belli konular üzerine yazarım. Ama bu defa
farklı bir şey yazacağım.
Durmadan öğretmenler çalışmıyor yok yatıyor yok 3 ay
tatilleri var. Şusu var busu var… İnanın bıktırdı artık. Bu gün şunu fark ettim
ki siyasetçiler öğretmenlerin performansını değerlendireceğine, kaç saat
çalışıyor diye kronometre tutacağına bu devlet kurumlarında en üstünden en
altına kadar çalışanlarını kamerayla seyretsin, bilgisayarlarını genel bir merkezden
takip etsin, telefon konuşmalarını dinlesin bakalım kim ne kadar çalışıyor
görelim. Benim dersime 5 dakika geç kaldığımda bunu dünyanın en kötü şeyini
yapmışım gibi kızan bağıran soruşturma açan hatta “sen bu dersten para
kazanıyorsun nasıl geç kalırsın dersine… hakka giriyorsun” diyenler… evet evet
bizzat bu sözleri sarf edenler bazen de öğrencimizin velisi olan masa başı memurları okula gelince sorumluluktan
bahsetmiyor mu çıldırıyorum.
Ben ateş böceği gibi bir öğretmenim. Dersimin dakkasını
kullanırım. Benim bir günde 5 saat dersim varsa emin olun o 5 saat tam
performanstır. Ama bu devlet dairelerinde çalışan, çaylar gelip kahveler giden
küçük bir imza işini bir saatte yapan kişiler iddia ediyorum günde 2 saat
çalışmıyordur. Ben öğrencilerimle aynı teneffüs süresinde tuvalete giderim.
Benim okulda karnım ağrıyamaz, benim telefonum gelemez, benim ziyaretçim olamaz,
ben 10 dk içinde çayımı içmeliyim. Öyle uzun uzun sohbetler edemem mesai
arkadaşlarımla. Öğrenci velim geldiğinde o dinlenmem, çay içmem yahut derse
hazırlanmam gereken 10 dk da görüşmemi yaparım. Çünkü veli yüzünden derse geç
kalma lüksümde yoktur. Öğlen yemek yerken de velimle o arada görüşmeliyim. Ders
saatinde dışarı çıkamam. Yani ben haftada 23 saat derse girerken tam performans
23 saat çalışırım. Haftanın geri kalan belki 60 saatinde de o dersin yok
yazılısı yok hazırlığı falan filan işte uğraşır dururum. Kurban oluyum gidinde
o mülevez memurlarınıza devlet kenesi gibi yaşayanlara bakın.
Gelelim güzel kısmınaJ)))))bu
gün 12 yıldır çalıştığım lisemden ayrıldım. Yıllar içinde çok arkadaşla
çalıştım. Çok gelen giden oldu. Çok güzel dostluklarda kurdum tabi. Ama
kızdığımda oldu kırıldığımda. Gelenleri gördüğüm gibi gidenleri de izledim. Ama
bu gün yaratılan ortam çoğuna nasip olmamış bir ortamdı. Anladım ki yıllar
içerisinde beni kardeşleri bacısı gibi görmüş erkek arkadaşlarım, çok şeyler
paylaştığım bayan arkadaşlarım olmuş. Kim düşündü kim yaptı bilmiyorum ama çok
mutlu oldum. Güzel bir plaket sundular. Sevgili arkadaşım neşe…sarıldığında
hissettiğim duygu gözyaşlarına karışınca hüzünlendim. Sonra sevindim “demek ki…”
dedim “sevdirmişim kendimi”. Bu ne kadar güzel bir duygu. Ve bende diliyorum ki
Allahtan Allah’ta, bana yaşattıkları bu güzel duyguyu onlara yaşatsın. Allah
hepsinden razı olsun.
(bu yazıyı dün yazmıştım ama bun gün ekleyebiliyorum. ayrıca fotoğrafları alırsamda eklerim)